Bebeğinizin kendini beslemesine izin vermenizin 5 faydası

Bebek liderliğinde sütten kesme, yaklaşık 6 aylıktan başlayarak bebeklerin kendilerini beslemelerine izin vererek katı gıdaları onlara tanıtmayı teşvik eden bir yaklaşımdır. Bebeklere püre vermek yerine, onlara kendi hızlarında alıp yiyebilecekleri aile yemeğinin güvenli bir versiyonunu sunabilirsiniz. Bu yaklaşım, daha sağlıklı yeme davranışlarını teşvik etmek ve ince motor becerileri geliştirmek gibi çeşitli faydalar sağlar. Ayrıca, bebekler ve ebeveynler için de daha eğlenceli olabilir. Bebeğinizin kendini beslemesine izin verdiğinizde olabilecek olumlu sonuçları öğrenmeye ne dersiniz? Bebeğinizin kendini beslemesine izin vermenizin 5 faydası #1 Bu yaklaşımla bebekler yeme sürecine çok daha fazla dahil olurlar ve yiyecekleri kendi hızlarında alıp ağızlarına götürebilirler. Bu sayede tok olduklarında yemeyi bırakma konusunda daha fazla özgürlüğe sahip olurlar ve kaşıkla beslenen bebeklere kıyasla bilinçli olarak aşırı yeme riskini azaltırlar. Bir araştırmaya göre, kontrol grubundaki kaşıkla beslenen bebeklerin %11’i obez olarak sınıflandırılırken, bu yaklaşımı kullanılarak sütten kesilen grubun %1’i obez olarak sınıflandırılmıştır. Bebeklerin kendini besleme yöntemini kullanarak, bebeğe hayatının erken dönemlerinde daha fazla doku ve tat verilir. Bu, bebeğin yiyeceklerle ilgili telaşını azaltabilir ve daha çeşitli yiyecekleri, tatları ve dokuları daha fazla kabul edebilir hale gelebilir. Farklı yiyecek çeşitlerini erken keşfeden bebekler daha maceracı yiyiciler olabilir, bu da büyüdükçe yeme ve yeni, daha geniş bir yiyecek yelpazesi deneme olasılıklarının daha yüksek olduğu anlamına gelir. Kendilerini besleme konusunda özgür olan bebekler, daha fazla sağlıklı seçim yapma eğilimdedirler. Bebekler beslenme sürecinin aktif katılımcıları olduklarından, kendini besleme bebeklerin daha sonraki yaşamlarında sağlıklı beslenme alışkanlıklarını teşvik ettiği iddia edilir. Bazı araştırmalara göre, bu yaklaşımı kullanılarak sütten kesilen 18-24 aylık bebekler açlıklarının daha fazla farkındaydı ve tokluk duygularını daha iyi algılayabiliyordu. Sonuç olarak, bu, yaşamları boyunca onlara fayda sağlayacak dış uyaranlardan ziyade açlığa dayalı iyi beslenme alışkanlıklarının geliştirilmesine yardımcı olabilir. Bu yaklaşım, bebeklerin başparmak ve işaret parmaklarını kullanarak yiyecek parçalarını toplamalarını ve ince motor becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabilecek göz-el koordinasyonunu uygulamalarını sağlar. Ayrıca, katı yiyeceklerle beslenen bebekler, kaşıkla beslenen bebeklerden daha hızlı yutmayı ve çiğnemeyi öğrenebilirler. Aynı ortamda beraber yemek yeme seansları keyfe dönüşebilir. Bebekler, önlerindeki çeşitlerden neyi ve ne kadar yemek istediklerini seçebilirler, bu da onların yemekten ve beslenme sürecinden daha fazla keyif almalarını sağlayabilir. Ayrıca, yemek zamanları ebeveynler ve çocuklar aynı anda aynı şeyi yemek gibi bir sosyal fırsat haline gelebilir. Bebekler tüm sürece daha fazla dahil olduklarını hissedebilirler ve ebeveynlerinin davranışlarını kopyalamaya ve taklit etmeye çalışacaklardır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir