CHP’li 11 büyükşehir belediye lideri, Konya’da toplantı yaptı. Toplantının açılış konuşmasını; CHP Genel Lider Yardımcısı Seyit Torun ve İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu yaptı.
İmamoğlu konuşmasında, “Bana yapılan hakarete verdiğim yanıt üzerinden ve birinci savcısının hiç de önemsemediği bir hazırlığın başladığı bir ortamda, olayın geçtiği günden tam 22 ay sonra dava açıldı. Pekala artık duracaklar mı? Durmayacaklar. Artık İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde hem de pek çok CHP belediyesine, Millet İttifakı belediyesine kayyum atama senaryosunu ortaya koyma çabası içerisindeler” tabirlerini kullandı
İmamoğlu, şunları söyledi:
“Bu müsamaha toprağı diye tanım ettiğimiz Anadolu’nun her köşesi, ne yazık ki problemli bir periyoda evrildi. Kendi varoluşlarını toplumu kutuplaştırmaya bağlama konusunda attıkları adımlarla bir müsamaha iklimi, yerini hor görüye bıraktığı bir memleket olduk. Bugün, hepimizin yaşadığı sıkıntı süreçler var. Nitekim altı çizilecek memleketimizin her köşesinde anlatılacak, sahiden trajikomik fakat tıpkı vakitte ürkütücü tıpkı vakitte kaygı verici ve memleketimizin demokrasisini ne yazık ki paramparça eden bir süreci daima birlikte yaşıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARİHİNİN EN BAŞARILI BİRLİKTELİĞİ BU MASA: Bugün hepimizin yaşadığı aslında zorluğun altında yatan bir gerçeği daha tabir etmek gerekir ki bana nazaran Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en başarılı birlikteliği, en başarılı mahallî idare anlayışını ve milletini kucaklayan, milletine hizmet üretme dışında hiçbir emeli olmayan 11 büyükşehir belediye liderinin bulunduğu bu masa… Onun için bu hukuksuz süreci yaşamakta ve ne yazık ki yaşayacak diye de gözüküyor.
MEMLEKETİ DE İSTANBUL ÜZERE KENDİ MÜLKLERİ SANMAYA BAŞLADILAR: Vakitle ülkeyi yönetenler aslında milletimizin temsilcileri olduklarını unuttular. Kendilerini, devletin sahibi olmaya dönük bir sıfata, bir fıtrata büründüler. O denli ki İstanbul’da bunun örneklerini çokça tespit ediyoruz. Memleketi de İstanbul üzere kendi mülkleri sanmaya başladılar. Burada tüm bu atakları millet vicdanında boşa çıkaracak 11 büyükşehir belediye liderimizle bir ortada, buradayız. Türkiye’nin demokrat, hoşgörülü, faziletli, çok çalışkan ve başarılı belediye başkanları… Bizler, Türkiye’nin yarısından fazlasına hizmet vermek için canla başla 7/24 çalışan neferleriz. CHP’nin ve Millet İttifakı’nın başarılı belediye liderleriyiz.
2019’DA HÜKÜMET DÜĞMEYE BASTI: Nitekim gerçek işler yapıyoruz. Aslında bugün yaşadığımız taarruzlar, bize yapılan müdahaleler, işlerimizin engellenmesi ve bize hükümet tarafından gösterilen hal, mutlaka ve katiyen yeni başlamamıştır. 2019’da milletimizin bizlere göstermiş olduğu teveccüh prestijiyle aslında hükümet düğmeye basmıştır. Bana getirilen son süreçteki siyasi yasak ve mahpus cezasına, belediyelerimize açılan terör ve bir kadro sair soruşturmalara dönük süreç temeli bugün değil. Adım adım el yükselterek devletin tüm enstrümanlarıyla üstümüze geldikleri bir gerçek. Bakın aslında bir vakit tüneli üzere kısa kısa hatırlatmayı yapmak isterim. Daha aday olur olmaz geçmiş periyot belediye başkanlığı yapmış olduğum ilçeye tam 28 belge ile çabucak müfettişlerini görevlendirip bütün bu süreci incelediler. Soruşturma açmak için çaba gösterdiler ve sonuç kocaman bir vakit kaybı oldu. 31 Mart gecesini hatırlayın. Ali Cengiz oyunlarıyla seçimi resmen elimizden çalmaya çalıştılar. Hatta gecenin on bir buçuğunda İstanbul’u kendi afişleriyle kazandık diye donatmaya uğraş ettiler. Alışılmış milletimizle birlikte yılmadık. Sabaha kadar gayret ettik. 18 gün boyunca sandık başında nöbet tuttuk. 18’inci gün mazbatamızı verdiler. İnanın mazbatayı bile zorla altık. Zira, bizi adliye sarayına sokmamak için o kapıdan, bu kapıdan dolaştırarak camların, çerçevelerin kırıldığı… Genel Lider Yardımcımız Gülizar hanımı buradan anıyorum; elinin kolunun parçalandığı ve 10 gün boyunca hastanede yattığı bir süreçle mazbatamızı bize zorla teslim ettiler. Akabinde hepiniz yaşadınız, hepimiz yaşadık, Türkiye Cumhuriyeti demokrasisi ismine ayıp bir günü, kayıp bir vakit dilimini 6 Mayıs’ta bize yaşattılar. 6 Mayıs’ta seçimi, ne yazık ki iptal ettiler. Türkiye Cumhuriyeti demokrasi tarihi açısından bir kara lekedir. Kollarımızı daima birlikte sıvadık. Burada bulunan Genel Lider Yardımcımız, 11 büyükşehir belediye lideri olarak bizler dahil Türkiye Cumhuriyetimizin her köşesinden, milletimizin her bireyinden milletçe omuz omuza verdik ve daima birlikte süreci bir demokrasi zaferine dönüştürdük. Ancak hazır Seyit Torun liderim buradayken tekrar birebir vakit dilimi içerisinde bir Ordu hadisesi var ki tam meskenlere şenlik, trajikomik bir durum.
CHP’Lİ BELEDİYELERE KAYYUM ATAMA SENARYOSUNU ORTAYA KOYMA ÇABASI İÇERİSİNDELER: Tabii daha sonra bizler, seçimi kazandık. Birçok zorunlar, birçok sorunlar, engellenen işlerimiz, bizlere nazaran çıkarılan yönergeler, genelgeler, hukuksuz uygulamalar, bu sürecin tahminen de tarihe geçecek anekdotları. Alışılmış dileği tam da Ordu sürecinde ekranda tariflediği bir formda gerçek olmayınca bir ‘ahmak davası’ senaryosunu ortaya koydular. Süreçte, bana yapılan hakarete verdiğim karşılık üzerinden ve birinci savcısının hiç de önemsemediği bir hazırlığın başladığı bir ortamda, olayın geçtiği günden tam 22 ay sonra dava açıldı. Pekala artık duracaklar mı? Durmayacaklar. Artık İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde hem de pek çok CHP belediyesine, Millet İttifakı belediyesine kayyum atama senaryosunu ortaya koyma uğraşı içerisindeler.
MESELE YALNIZCA BENDEN İBARET DEĞİL: Ülkede, muhalefet tarafından yönetilen hiçbir alanı bırakmak niyetinde değiller. Bu kadar gözleri dönmüş bir süreci daima birlikte yaşıyoruz. Yani sıkıntı yalnızca benden ibaret değil aslında. Ülkeyi götürmek istedikleri ve götürmeye çalıştıkları karanlık bir devir, despotik bir idare uygulama süreci. Bugün bunun karşısında tüm muhalefetin birlik içerisinde, kararlı, cesaretli bir duruş sergileme vakti olduğunu biliyoruz. Bu manada bilhassa İstanbul’da yaşanan dava sonucu, günü ve sonrasında başta Genel Liderimiz sayın Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere altılı masanın tüm önderlerine ve onun dışında bütün muhalefet başkanlarına ki beni çabucak hemen hepsi aradı. Bu manada yanlarımızda olduklarını lisana getirdiler. Her birine teşekkür ediyoruz. Natürel bu cesaretli duruş ve süreç, elbette değerlendirilmeli ve bunun yalnızca buradan ibaret olmadığı düşünülerek hareket edilmelidir. Bugün elbette konularımızdan birisi de bu olacaktır.
GEREKİYORSA YANACAĞIZ FAKAT O UMUT IŞIĞINI ASLA SÖNDÜRMEYECEĞİZ: Şunu biliyoruz: Memleketin gerçek gündemler var. Ekonomik krizi, adalet krizi, demokrasi krizi ve bunun üzere memleketimizin her köşesinde insanlarımızın yaşadığı sorunlar… Her bahiste, her birimiz çok çalışıyoruz. Siyasi partiler olarak çok çalışılıyor. Ancak sürece dair bu hukuksuz müdahaleleri de gözden kaçırmamamız gerekir. Bizler Hz. Mevlana’nın işaret ettiği üzere mum olmanın kolay olmadığını, ışık saçmak için yanmak gerektiğini çok düzgün bilen insanlarız. Gerekiyorsa yanacağız ancak o umut ışığını asla söndürmeyeceğiz. Her şartta sonsuz güç vereceğiz birbirimize ve bu husustaki dayanışmamızla tarih yazmaya devam edeceğiz. Hepimiz için daima birlikte çaba etmekten, kararlı bir halde dimdik ayakta durmaktan vazgeçmeyeceğiz. Bir evladı olmaktan gurur duyduğum CHP’nin tarihi, 100 yıllık bir uğraşın tarihidir.” (HABER MERKEZİ)